Lionel Messi, Inter Miami ile mevcut sözleşmesini uzattı. Bu gelişme spor dünyasında büyük bir sürpriz yaratmadı; gazeteciler ve taraftarlar aylar öncesinden sözleşmenin uzatılmasının sadece bir formalite olduğunu öngörüyordu. Messi’nin geleceği artık güvence altında. İşte detaylar…
Kimsenin tam olarak öngöremediği şey, yeni sözleşmenin süresiydi: 2028’e kadar, üç yıl süresince geçerli olacak. Messi’nin MLS’te (Major League Soccer) kalması zaten bekleniyordu. Ama sözleşmesini her sezon yenileyerek ilerlemek yerine 3 yıllığına uzatmayı seçmesi onun futbolcu olarak son kontratını imzaladığı şeklinde yorumlandı.
Biraz daha yakından bakalım:
Messi, bu sözleşme sona erdiğinde 41 yaşında olacak. Dolayısıyla, Miami’nin onun kariyerini noktalayacağı kulüp olacağını söylemek pek de iddialı değil. Eğer sözleşmesini tamamlayacak olursa — ki büyük ihtimalle edecek — Barcelona haricinde hiçbir kulüpte bu kadar uzun süre geçirmemiş olacak.
Genel beklenti, Messi’nin Arjantin Milli Takımı kariyerinin 2026 Dünya Kupası’ndan sonra biteceği yönünde. Üstelik son dönemde, ülkesinde son kez milli forma giydiği izlenimini de verdi. Ancak fiziksel olarak dayanabilirse, 2028 Copa America tamamen imkânsız değil.
MLS’teki futbolcular ve kulüpler, belli ki bir süre daha onun gölgesine maruz kalacak. Messi, ABD’de MVP kalitesini fazlasıyla yansıttı. Bireysel olarak ligin hâlâ en baskın gücü konumunda. Rakipler onun sahalardan yakın zamanda çekileceğini umuyorlarsa, yanılıyorlar.
Messi’nin futbola olan tutkusu sınırsız. 2025’in ilk aylarında kötü sonuçlar onu oldukça sinirlendirmişti, ama o, bedeni izin verdiği sürece oynamaktan asla vazgeçmeyecek bir yıldız.
Oyunun yaşayan en büyük ustasından üç yıl daha izleyebilmek, kariyerinin geri kalanına bakıldığında gerçekten bir imtiyaz. Bu uzatma, Miami için mükemmel bir haber. Takım ne zaman iyi performans gösterse, neredeyse istisnasız bir şekilde Messi’nin merkezde olduğu görülüyor.
2025 senesinde hem Gol Krallığı’nı (Golden Boot) kazandı hem de San Diego’lu Anders Dreyer ile birlikte asist liderliğini paylaştı. Kulübe, normalde sahip olamayacağı hem yerel hem uluslararası bir vitrin kazandırıyor.
Bu anlaşma Messi açısından da oldukça avantajlı. Miami onun memnuniyetini sağlamak için her şeyi yapıyor. Yakın arkadaşı Javier Mascherano’nun teknik direktörlüğe getirilmesi bunun mükemmel bir örneği. Orada adeta kraliyet ailesi gibi muamele görüyor, performansı yüksek ve artık Avrupa’nın elit liglerinin temposuna ayak uydurmak zor olacağı için, onun için bundan daha iyi bir ortam düşünmek zor.
Peki ya MLS’in kendisi?
Lig, Messi’nin varlığını sonuna kadar değerlendirmeye ve onu daha geniş bir seyirci kitlesine ulaşmak için kullanmaya çalışıyor. Apple, yayın hakları için 10 senelik bir anlaşmayla en az 2,5 milyar dolar taahhüt etti ve Messi’ye abone gelirlerinden pay teklif etti.
Ancak zaman zaman lig, fazla “Messi merkezli” hale geliyor; sanki tüm plan yalnız onu pazarlamak üzerine kuruluymuş gibi. Messi’nin 2028’e kadar “ön planda” olması, gerçekten de uzun vadeli bir büyüme stratejisi mi?
Bu soruyu MLS uzmanlarımızdan Tom Bogert değerlendirdi:
“Messi’nin kalması çok olumlu bir gelişme, özellikle de lig, yalnız ‘GOAT’u izlemek için gelenleri düzenli MLS takipçilerine dönüştürmek istiyorsa. Bu zor bir görev — üstelik lig bu mevzuda uzun zamandır mücadele ediyor. Onu birkaç yıl daha seyretme şansına sahip olmak kesinlikle büyük bir avantaj.”
“MLS’nin geleceği açısından bir tehlike yok fakat unutmayalım, eski NASL ligi (North American Soccer League), Pele New York Cosmos’tan ayrıldıktan sekiz yıl sonra (1985’te) çökmüştü. Saf futbol açısından bakarsak: Bu ülke her hafta lanetiyle birlikte Lionel Messi’yi seyretme şansına sahip! Bu, Atlantik’in bu tarafındaki taraftarlar için yalnız iyi bir şey olabilir.”
